Kodlama bilmeyen okuryazar sayılmayacak

Kocaeli’de 17 ilkokulda kodlama ve robotik atölyesi açıldı. AK Parti Kocaeli Milletvekili Fikri Işık, “Kodlamayı bilmeyen okuryazar sayılmayacak” dedi.

Kocaeli Valisi Hüseyin Aksoy, kentte faaliyet gösteren firmaların sağladığı katkılarla il genelindeki 17 ilkokulda kodlama ve robotik atölyesi açtıklarını söyledi.

İlerleyen dönemde ortaokul ve liselerde de bu sınıfların açılmasını sağlayacaklarını aktaran Aksoy, robotik ve kodlama atölyelerinin açılmasına katkı sağlayan iş insanlarına teşekkür etti.

“KODLAMA BİLMEYEN OKURYAZAR SAYILMAYACAK”

AK Parti Kocaeli Milletvekili Fikri Işık da şu anda dünyanın dijital çağı bütün hücrelerine kadar yaşadığını söyledi.

Dijital çağa hükmedebilmenin tek yolunun, beşeri sermaye olduğunu vurgulayan Işık, kodlamanın, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın en fazla üzerinde durduğu konulardan biri olduğunu vurguladı.

Işık, kodlamanın dijital çağın alfabesi olduğunu belirterek, “Kodlamayı bilmeyen okuryazar sayılmayacak. Şu anda Türkiye’de 6-15 yaş arasındaki yavrularımızın yüzde 45’i her gün internete giriyor. Bu çok yüksek bir oran. Buna mukabil ileri düzey bilgisayar becerilerine sahip bu yaştaki çocuk sayımız maalesef yüzde 1. Bu oran Çekya’da yüzde 37, Kore’de yüzde 36, Avustralya’da yüzde 35, Polonya’da yüzde 34.” şeklinde konuştu.

Çocukların yeni çağın gereklerine uygun şekilde yetiştirilmesi noktasında herkese büyük görevler düştüğüne işaret eden Işık, şunları kaydetti:

“Çocukların elinden artık bilgisayarları, telefonları almak mümkün değil. Aslında biz bu yeni çağda çocuklarımızı bilgisayar kullanıcısı olmaktan ziyade bilgisayarını kullanarak eğitimine devam eden, kendini yetiştiren bireyler haline getirmek zorundayız. Çocuklarımızı bilgisayarda oyun oynayan değil de o oyunları yazan bireyler haline getirebiliriz. Onun için de bütün ailelerimizin önem vermesi gereken en önemli konulardan biri değerler eğitimi ve kodlama eğitimi. Çocuklarımıza kodlamayı öğretirken aslında çocuklarımıza hayatı öğretiyoruz. Kodlama yapabilmenin yolu algoritma yazabilmektir. Algoritmayı yazabilmek de bütün sebep sonuç ilişkilerini görebilmekle mümkün. Sadece bilgisayar için düşünmeyin, bir sosyal olayda da sebep sonuç ilişkisini kurabilirseniz işte o zaman o problemi çözmemiz kolaylaşır.”

Kaynak: NTV

Harezmi Eğitim Modeli

İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından 2016-2017 eğitim-öğretim yılında hayata geçirilen, bu yıl 50 okulda, 258 öğretmen ve 1.400 öğrencinin katılımıyla uygulanan Harezmi Eğitim Modeli’nin kapanışında düzenlenen şenlikte, öğrencilerin çalışmaları sergilendi. İstanbul Valisi Valip Şahin, “Türkiye’de milli eğitimde uzun yıllardır hep daha iyiyi arama noktasında çalışmalar yapılıyor. Ama henüz bu noktada kendimizce en iyiyi yakalamış değiliz. Bu çabaların en iyiyi yakalama noktasında önemli katkıları olduğunu biliyorum. Harezmi modeli, birçok bilimin temel bilgilerinden istifade ederek yeni bir şeyleri öğrenip hayata uygulama çabası açısından önemli proje” dedi.

İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından 2016-2017 eğitim-öğretim yılında hayata geçirilen, 50 okulda, 258 öğretmen ve 1.400 öğrencinin katılımıyla uygulanan Harezmi Eğitim Modeli’nin kapanışında şenlik düzenlendi. 15 Temmuz Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde düzenlenen şenlikte konuşan İstanbul Valisi Vasip Şahin, toplumun öğrenme süreci, yeni şeyler arama, bulma ve hayata uygulama çabası içerisinde olduğunu belirterek, bunu düzenli ve sistemli yapan toplum ya da bireylerin ön plana çıktığını söyledi.

Türkiye’de milli eğitimde uzun yıllardır hep daha iyiyi arama noktasında çalışmalar olduğunu anlatan Şahin, “Ama henüz bu noktada kendimizce en iyiyi yakalamış değiliz. Bu çabaların en iyiyi yakalama noktasında önemli katkıları olduğunu biliyorum. Harezmi modeli, birçok bilimin temel bilgilerinden istifade ederek yeni bir şeyleri öğrenip hayata uygulama çabası açısından önemli proje. Bu aslında bilginlerimizin de klasik metodu. Herhangi bilim adamının biyografisine baktığımızda, bu bir din alimi, tıp alimi ya da sosyal bilimci olabilir ama mutlaka matematik, astronomi, mantık okumuştur. Bunları temelini oluşturduktan sonra üzerine yapacağı bilimi kurdu. Modern dünyada tekrar buna dönüş var” diye konuştu.
Önceden insanların daha çok belli branşta derinleşmesinin öngörüldüğünü, artık bunun olayları bilme ve anlamada yeterli olmadığını belirten Şahin, diğer bilimlerden istifade ederek daha derin bilgilere ulaşabilmenin mümkün olduğunu anlattı.
Şahin, bu modelin öğrencilere öncelikle iyi ve doğru soruyu sormayı öğretmesinin önemli olduğunu vurgulayarak, bu sağlandığında sorunların hızlı ve mantıklı çözüme kavuşacağını söyledi. Sadece çözümü bulmanın da yeterli olmadığını, onu insanlığın yararına uygulayabilmenin önemine değinen Şahin, Harezmi Eğitim Modelini’nin de bunu sağladığını anlattı.
Vali Şahin, bu eğitim projesinin Türkiye birincisi olduğunu ve 14 ilde uygulandığını belirtti.

‘EĞİTİM SİSTEMİNİ DESTEKLEYEN BİR UYGULAMA’
İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, geçen yıl beş okulda 26 öğretmen 126 öğrenciyle ulaşan Harezmi Eğitim Modeli’nin bu yıl da 38 ilçede, 50 okulda, 258 öğretmen ve 1.400 öğrenciyle uygulandığını söyledi.
Bu modelin, kodlama gibi teknoloji eğitimlerinin nasıl yapılabileceğinin arayışı olduğunu vurgulayan Yelkenci, Harezmi’nin bütün disiplinleri bir araya getiren, kendi kendini yenileyen, sürekli eksikliklerin tamamlandığı ve eğitim sistemini destekleyen bir model olduğunu anlattı.
Yelkenci, “Öğrencilerin akademik başarısının arttığını ve müfredatın nasıl doğru şekilde öğrencilerle beraber yazıldığını göstermesi bakımından Harezmi Eğitim Modeli’nin önemli olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Şenlikte, Harezmi dersinin uygulandığı bazı okullardaki öğrenciler, öğretmenler, veliler ve okul yöneticileri, eğitimlerini nasıl yaptıklarını anlattı.
Toplantının ardından İstanbul Valisi Vasip Şahin ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, Harezmi dersi kapsamında öğrencilerin çalışmalarının yer aldığı sınıfları gezdi.

EĞİTİM MODELİ HAKKINDA
Türkiye adına endüstri 4.0 alanında eğitim stratejisinin belirlenmesine yardımcı olmak, disiplinlerarası bakış açısıyla bilgisayar bilimleri, sosyal bilimler, fen, matematik gibi alanların nasıl bütünleştirebileceğinin çerçevesini çizmek, örnek ders uygulamaları ve planlamalarıyla eğitim sistemine katkıda bulunmak amacıyla Ekim 2016’da İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen “Zihinden Makineye Bilgisayar Bilimleri ve Disiplinlerarası Eğitim Çalıştayı”yla Harezmi modelinin ilk çalışmasına başlandı.
Çalıştay sonucunda Harezmi Eğitim Modeli’nin üzerinde şekilleneceği beş temel zemin belirlendi. 2016-2017 eğitim-öğretim yılında farklı kademe ve türde beş pilot okulda başlayan 10 haftalık uygulama süreci, farklı branşlardaki öğretmenlerin aynı anda derse birlikte girmesiyle gerçekleşti.
Bu eğitim ve öğretim yılında 14 ilde daha uygulanan modelin en önemli temel prensipleri, disiplinler üstü düşünme, birlikte tasarlama, öğrenme, inşa etme ve üretme.
Harezmi Eğitim Modeli uygulama sürecinde öğrenciler yaparak, yaşayarak, hislerini kullanarak, çeşitli etkinliklerle öğrenme sürecini gerçekleştirirken, öğretmenler de birlikte çalışma ve üretme, aynı sınıfta birden fazla öğretmenin öğrenme sürecine katılma, farklı yöntem ve teknikler kullanma gibi durumları deneyimleme olanağı buldu.

Kaynak: hurriyet.com.tr

MEB Kamu Spotu: “Haydi Çocuklar Kodlama Öğrenmeye”

MEB YEĞİTEK Genel Müdürlüğü koordinasyonunda hazırlanan “Haydi Çocuklar Kodlama Öğrenmeye” adlı kamu spotu  Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun 15 Şubat 2018 tarihinde verdiği kararla “Kamu yararına yönelik spot film” kabul edilerek yayına verildi.

“Haydi Çocuklar Kodlama Öğrenmeye” isimli bu spot film; çocukların, bilgisayarı sadece bir oyun ve eğlence aracı olarak görmemelerini, bilgisayar karşısında tüketici olmaktan çıkıp üretici konuma gelmelerini, karşılaştıkları sorunlara pratik çözümler üretebilmelerini ve algoritmik düşünme becerilerini geliştirmelerini sağlamak maksadıyla çocukları kodlama öğrenmeye teşvik için hazırlandı. Böylece çalışmaların daha geniş kitlelere ulaşması ve hedeflenen kamu bilincinin oluşturulması hedefleniyor.

Kodlama veya programlama becerilerine sahip olmanın, 21. yüzyılda bütün sektörlerdeki çalışanlar için her zamankinden daha önemli hale gelmesi bekleniyor. Bu yüzden kodlama becerisini öğrenmek için yeni yollar arayanların ve geliştirenlerin daha önde olacağı varsayılmakta. Nitekim Millî Eğitim Bakanlığının başlattığı çalışmalara ek olarak son yıllarda çok sayıda kâr amacı gütmeyen kuruluş, yenilikçi ve ilgi çekici eğitim yaklaşımları ile kodlama eğitimi veren ortamlar oluşturdu.

YEĞİTEK; geleceğin okuryazarlığı olan kodlamayı, öğrenci ve öğretmenlerle buluşturuyor

FATİH Projesi Eğitim Teknolojileri Zirvesi 2015’te Kodlama Paneli’nin ardından Bakanlık makamının talimatlarıyla “Kodlama Dersi Müfredatı” hazırlatıldı. 2016’da ise kodlama eğitimi; algoritmik ve bilişimsel düşünme becerilerini öğrencilerde geliştirmek amacıyla 2016 yılında 5 ve 6. sınıflarda zorunlu, 7 ve 8.sınıflarda seçmeli ders olan Bilişim Teknolojileri ve Yazılım Dersi’nin içeriğine eklenmişti. Talim Terbiye Kurulu tarafından bu dersin zorunlu ders haline getirilerek 2018-2019 yılından itibaren 5.6.7 ve 8. sınıflarda okutulması için çalışmalar devam ediyor.

YEĞİTEK; geleceğin okuryazarlığı olarak kabul edilen kodlamayı, EBA aracılığıyla öğrenci ve öğretmenlerle buluşturarak, genelde bilgisayar bilimleri eğitimini özelde kodlama eğitimini desteklemek için blok tabanlı programlama ortamlarından Scratch, Alice ve Blockly’yi  “Düşün, Tasarla, Kodla” başlığı ile öğrenci ve öğretmenlerinin hizmetine EBA Kodlama modülüyle sundu. “Haydi, Çocuklar Kodlama Öğrenmeye” adlı bu kısa film de tüketimin değil üretimin öncelendiği eğitim anlayışının oluşmasına imkân sağlayan adımlardan biri olarak yayımlandı.

Kaynak: MEB YEĞİTEK Genel Müdürlüğü

Çocukların kod yazmasının 50. yıl kutlamaları Google’da Doodle oldu!

Bilgisayar Bilimleri Eğitim Haftası boyunca çocuk programlama dillerinin dünyaya ilk kez tanıtılmasının 50. yıl dönümü olmasından dolayı bu özel gün Google’da Doodle oldu. Google Doodle’da eğlenceli bir video ile çocukların kod yazmasının 50. yıl kutlamalarına yer verdi.

Dünyaca ünlü arama motoru Google’da bugün Doodle olarak Çocukların kod yazmasının 50. yıl kutlamalarına yer verildi. Önemli günlere dikkat çekmek için Doodle sayfasında paylaşım yapan Google bugünü de unutmadı.

ÇOCUKLARIN KOD YAZMASININ 50. YIL KUTLAMALARI

Kişisel bilgisayarladan çok önce 1960’lı yıllarda Seymour Papert ve MIT araştırmacıları çocuklar için tasarlanan ilk kodlama dili olan Logo’yu geliştirdi. Logo ile çocuklar bir kamlumbağanın hareketlerini programlayarak onlara matematikte ve bilimde yeni fikirler üretme fırsatı tanıdı. Papert ve meslektaşları, bilgisayarların sonunda tüm öğrenciler tarafından öğrenme için güçlü bir araç olarak kullanılabileceğini düşünüyorlardı.

Kodlamanın, çocuklar için güçlü, modern ve her yerde bulunan bir teknoloji ile kendilerini geliştirme yolu olduğunu gördüler.

Scratch ile çocuklar, bugünkü Doodle’da olduğu gibi kodlama bloklarını kullanarak kendi etkileşimli hikayelerini, oyunlarını ve animasyonlarını oluşturabilir.

Ayrıca projelerini çevrimiçi toplulukta dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca çocukla paylaşabilirler.

Google, çocuklar için hazırladığı sürpriz Doodle ile oyun oynayarak kod yazmanın yollarını gösteriyor.

Kaynak: gazetevatan.com

Google tarafından yapılan açıklama

Nobel ödüllü Sancar’dan MEB’e STEM önerisi

2015 Nobel Ödülü’nü alan Aziz Sancar, Doç. Dr. Mehmet Aydeniz’in raporuna yazdığı önsözde, gençlere hayal kurmalarını tavsiye ederken MEB’e de STEM müfredatını 21’inci yüzyıl bilgi ve yetkinliğiyle zenginleştirme çağrısında bulundu.

ABD’de Tennessee Üniversitesi’nde Türk eğitim sistemiyle ilgili araştırmalar yapan Doç. Dr. Mehmet Aydeniz’in, ‘Eğitim Sistemimiz ve 21. Yüzyıl Hayalimiz’ başlıklı raporuna Nobel ödüllü bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar, önsöz yazarak destek verdi. Sancar, Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) “Çocuklarımızın ülkemize ekonomik bir mucize yaşatmasını istiyorsak, STEM müfredatımızı 21’inci yüzyıl bilgi, beceri ve yetkinliğiyle zenginleştirmek zorundayız” mesajını verirken gençlere hayal kurmalarını, merak etmelerini, siyasi tartışmalarla zaman kaybetmek yerine bol bol kitap okumalarını tavsiye etti. “Modern dünya, kendisini STEM (Fen, Teknoloji, Mühendislik, Matematik) alanlarında yetiştirmiş insanlara inanılmaz fırsatlar sunuyor. Bu fırsatlardan yararlanmak istiyorsanız, kendinizi okulun size sunduğu eğitimle sınırlandırmayın. Merak ettiğiniz konularla ilgili her türlü bilgiye, kaynağa ve uzmanlara ulaşma imkânınız var. Unutmayın, çalışan için hiçbir şey imkânsız değil” dedi. Rapordaki Türk eğitim sisteminde uygulanması gereken 10 öneri ise özetle şöyle:

1- Türkiye’de STEM’in eğitim sistemine uyarlanması için üniversiteler ve ilgili tüm paydaşlar acil toplanarak çalışmalı.

2- Kodlama ilkokuldan başlayarak temel zorunlu ders olmalı.

3- Okul-sanayi işbirliği kurumsallaşmalı. Sadece çıraklık eğitimine yatırımla, yüksek teknolojiye dayalı, global piyasada yarışabilecek ürünler geliştirilemez.

4- Acil olarak Türkiye’de yükseköğretim STEM alanlarında müfredatın yenilenmesi için komiteler oluşturulup, müfredatın günümüz bilimsel gelişmeleriyle ve 21’inci yüzyıl ekonomisiyle ne kadar uyumlu olduğunu, bunun için atılması gerekli adımları inceleyen araştırma grupları kurulmalı.

5- Fen ve matematik bölümlerinde okuyanlar, uygulama odaklı en az iki kodlama dersini haftada en az üç saat almalı.

6- Dezavantajlı bölgelere atanacak yeni mezun öğretmenler için en iyi, en donanımlı okullarda, en tecrübeli öğretmenlerin mentörlük yapacağı iki yıl staj uygulaması zorunlu olmalı.

7- Öğretmenlerin performansını ölçmek için çeşitli formüller üzerinde çalışılmalı. Dezavantajlı ve başarısız öğrencilerin başarılarını yükseltmek amacıyla uygulanacak modeller için öğretmenler arasında ağ kurulmalı.

8- Fen liseleri gibi üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilerin küçük yaşlarda keşfedilmeleri için bu okulların eğitimi STEM müfredatıyla yenilenmeli. Bu okullarda görev yapan öğretmenlerde en az yüksek lisans mezunu olma şartı aranmalı.

9- Fen liselerinde öğrencilerin gerçek potansiyellerini gerçekleştirmeleri için müfredata kodlama, bilişim, girişimcilik gibi dersler mutlaka konulmalı.

10- TÜBİTAK bünyesinde yüksek lisans ve doktora eğitiminde STEM odaklı programların kapasite artırımı ve kalite gelişimi için zenginleştirilmiş programlar geliştirilmeli.

Kaynak: hurriyet.com.tr

Ali robot yap Ayşe kod yaz

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Türkiye’nin bütün sorunlarını kısa ve uzun vadede çözecek güçte olduğunu, bilim ve teknolojiyi ana gündem maddesi olarak gördüklerini belirterek,

“Çocuklarımıza bilimi sevdirmek zorundayız. Okuma fişlerinde ezberlediğimiz şekilde bundan sonra Ali sadece top oynamasın, Ayşe sadece ip atlamasın. Ali robot yapsın, Ayşe kodlama yapsın” dedi.

Bakan Faruk Özlü, Sabancı Kültür Merkezi’nde düzenlenen Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) 2017-2018 Akademik Yılı Açılış Töreni’nde, “Üniversitelerimizin kâğıt üstünde değil uygulanabilir bilim üretmelerini bekliyoruz. Çünkü iyi bir akla sahip olmak yeterli değil, önemli olan aklı iyi kullanmaktır. Sanayi 4.0 bize, bu aklı iyi kullanmamız gerektiğini söylüyor. Dünya, yepyeni bir yöne doğru hızla ilerliyor. Bu ilerlemenin odağında bilim ve teknoloji var. Bizler, Türkiye olarak, bu değişimin ve ilerlemenin gerisinde kalamayız. Her anlamda önde olmak zorundayız. Bu kritik eşiği atlamak durumundayız. Sanayi 4.0, emin olunuz, 80 milyon vatandaşımızın kaderi üzerinde doğrudan etkili olacaktır.”

Dünyanın en değerli şirketlerinin yüzde 80’inin teknoloji şirketi olduğuna değinen Bakan Özlü, yazılıma, bilişime, teknolojiye yatırım yapmanın önemine işaret etti.

Kaynak: www.milliyet.com.tr